Okuyorsun ama hatırlamıyorsun
Bilgi tüketicisi olmak: Bir gün içinde kaç video izliyorsun?
Kaç içerik kaydediyorsun? Kaç cümleyi “bu lazım olur” diye bir kenara atıyorsun?
Sonra?
Hepsi buharlaşıyor.
Çünkü bilgi tüketicisi olmak, bilgiyi edinmek değil; sadece maruz kalmak anlamına geliyor.
1. Bilgi tüketicisi ne demek?
Bilgi tüketicisi, sürekli bilgiye maruz kalan ama onu sindirmeyen kişidir.
Okur, izler, dinler… Ama tüm bu içerik sadece geçip gider.
Kalmaz, şekillendirmez, harekete geçirmez.
Bilmekle anlamak arasındaki fark burada başlar.
2. Dijital çağda bilginin değeri değişti
Eskiden bilgiye ulaşmak zordu, o yüzden kıymetliydi.
Şimdi ise fazlalık var.
Sınırsız içerik, sonsuz kaydırma, ucu açık videolar…
Bu bolluk, bilgiye olan dikkatimizi dağıttı.
Artık mesele bilgiye ulaşmak değil, neyi bilmediğimizi bile fark etmemek.
3. Maruz kalmak, öğrenmek değildir
Gün içinde karşılaştığın her şeyin zihninde kalmasını bekleyemezsin.
Ama asıl sorun, bu bilgiye ne yaptığındır.
- Üzerine düşündün mü?
- Kendi deneyiminle ilişkilendirdin mi?
- Hatırlamak için yazdın mı?
Yapmadıysan, aslında tüketmiş sayılmazsın.
Sadece zaman geçirmişsindir.
4. Pasif bilgi tüketimi zihni tembelleştirir
İzlemek, dinlemek, kaydırmak…
Bu eylemler çoğu zaman pasiftir.
Aktif öğrenme yoksa, içerik sadece ses kalabalığına dönüşür.
Ve sen bir noktadan sonra neyi bildiğini bile unutursun.
5. Bilgiyle bağ kurmak için 5 öneri
- Az tüket, çok düşün: Her okunan şeyin peşinden gitme.
- Özetle: Bir içerikten sonra 3 cümleyle ne anladığını yaz.
- Paylaş: Bilgiyi başkasına anlatmak, kalıcılığı artırır.
- İhtiyacın kadar bilgi al: Her şey sana lazım değil.
- Eyleme dök: Bilgi harekete geçmiyorsa, anlamı zayıftır.
Sonuç: Bilmek için tüketmek yetmez
Bilgi tüketicisi olmak, çok şey bilmek gibi görünse de aslında zihinsel bir yığındır.
Gerçek bilgi; sindirilmiş, düşünülmüş ve hayata geçmiş olandır.
Daha azını tüket, daha çoğunu anla.
